Erzurum Kongresi'nde "Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz" kararı ile milli sınırlar ifadesi ilk kez kullanılmış, vatanın bir bütün olarak savunulacağı ilk kez belirtilmiştir. Bu sene 100. yıldönümü olan Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar verilen Kurtuluş Savaşı'nı da şekillendirmiştir.

KONGRENİN TOPLANMASININ SEBEPLERİ

Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgesi ciddi bir şekilde Ermenilerin ve Rumların tehdidi altına girmişti. Ruslarla 1918 başlarında imzalanan Brest Litowsk antlaşması ile bu bölgeler Kars, Ardahan ve Batum da dâhil olmak üzere Osmanlı Devleti'ne bırakılmıştı ama İtilaf Devletleri bu antlaşmayı tanımadıkları için yürürlüğe girmemişti.

İtilaf Devletlerinin bu tutumu ve Mondros Ateşkes Antlaşması'nın vilayat-ı sitte ile ilgili hükümleri Ermenilerin cesaretlenmesine ve bölgede sıklaşan bir şekilde saldırılarının artmasına sebep olmuştu. Devam eden Paris Barış Konferansı'nda Ermeni taleplerinin gündeme getirilmesi ve buna sahip çıkılması üzerine bu gelişmelerden tedirgin olan ve bölgede ezici çoğunluğa sahip olan Türkler gerekli tedbirleri almak lüzumu htiler

İzmir'in işgali ile iyice şımaran Rumlar ise Anadolu üzerindeki taleplerini genişletmiş, Karadeniz bölgesinde bir Pontus Rum Devleti kurmak için şartların olgunlaştığına inanmaya başlamışlardı. Bu sebepledir ki bölgedeki saldırılarını arttırmışlardı. Rumların ve Ermenilerin oluşturduğu bu yeni tehlike öyle bir hale gelmişti ki bu iki toplum Trabzon'a sahip olmak için kendi aralarında tartışmaya bile başlamışlardı.

Ortaya çıkan bu durum bölgede faaliyet gösteren Türk cemiyetlerini ortak hareket etmeye zorladı. Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Millîye Cemiyeti ikinci toplantısında hem silahlı mücadele kararı almış hem de aynı tehlikelere maruz kalan Erzurum'daki Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile ortak toplantı yapmaya karar vermişti.

Mustafa Kemal Paşa, Vali Münir, Refik Saydam, Süreyya ve Mazhar Müfit Beylerle birlikte Erzurum Kongresi'nin hazırlıklarını yaparken

Daha önce belirttiğimiz gibi Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri, İzmir'in işgalinden sonra mücadelenin silahlı olacağını belirtmişlerdi. Her iki cemiyet de (Trabzon ve Erzurum) 30 Mayıs tarihinde gönderdikleri telgraflarda ortak bir toplantı talebini dile getirmişlerdi. Toplantı tarihi olarak da 10 Temmuz günü tayin edilmişti.

Kongre tasarlandığı gün toplanamadı.

Bazı üyelerin gecikmesi yüzünden 23 Temmuzda toplanabildi. Kongreye toplam 56 üye katıldı. Elazığ ve Diyarbakır valilerinin engellemesi üzerine bu bölgelerin üyeleri kongreye katılamamışlardır.

Kongreye katılmak üzere Erzurum'a gelen Mustafa Kemal ve Rauf Bey'e karşı bazı üyeler, onların aza olmadıkları gerekçesi ile kongreye katılmalarına itiraz etmişlerdi. Bu sorun Erzurum azası olan Kazım Yurdalan ve Cevat Dursunoğlu'nun azalıktan istifa edip yerlerini Mustafa Kemal ve Rauf Bey'e bırakmasıyla sona erdi.

Kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçildi.

Açılış konuşmasında içinde bulunulan durum ve izlenmesi gereken yol ile ilgili kapsamlı bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında ana hatları ile şunları söylemiştir:

‘’Tarihin ve olayların zoruyla içine düştüğümüz kanlı ve kara tehlikeleri görmeyecek ve bundan ürpermeyecek hiçbir vatansever düşünülemez. Yapılan işgaller ateşkes hükümlerine aykırıdır. Tarih bir milletin hakkını ve varlığını hiçbir zaman inkâr etmez. Bu bakımdan vatanımız ve milletimiz hakkında verilen hükümler iflasa mahkûmdur. Vatanın ve milletin mukadderatını korumak ve kurtarmak son sözü söyleyecek ve bunun gereğini uygulatacak kuvvet bütün vatanda bir elektrik şebekesi haline gelmiş olan millî cereyanın kahramanlık ruhudur. Milletin mukadderatına hâkim bir irade ancak Anadolu'dan doğabilir. Millî iradeye dayalı bir millet meclisinin kurulması ve kuvvetini millî iradeden alacak bir hükümetin oluşturulması bu kongre çalışmalarının ana hedefidir.’’

KONGREYİ ENGELLEME GİRİŞİMLERİ

İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümeti kongreyi engellemek için çaba harcamıştır. Hatta İngilizler burada bulunan Yarbay Rawlinson'a talimat vermişler.

Bu talimat üzerine harekete geçen İngiliz askeri temsilci kongrenin yapılmaması konusunda Mustafa Kemal ile yaptığı görüşmeden bir sonuç alamayacaktır.

Kongrenin başladığı gün Damat Ferit bu tür girişimleri kınayan bir demeç yayınlamıştır.

26 Temmuz'da Harbiye Nezareti, Kazım Karabekir Paşa'ya Erzurum Kongresini engellemek için ne yaptığını sormuş O da; memleketini kimseye vermeme kararında olan halkın bu girişimine gereken kolaylığı sağladığını söylemiştir.

30 Temmuz'da aynı paşadan Mustafa Kemal ve Rauf Orbay'ı yakalayıp göndermesi istenmiş, O da; Mustafa Kemal gibi seçkin bir askeri tutuklayamayacağını bunun halk ve ordu tarafından iyi karşılanmayacağını ifade etmiştir.

ERZURUM KONGRESİNDE ALINAN KARARLAR

Kalabalık bir üye sayısı (56 kişi) ve uzun süren bir çalışma (iki hafta) sonunda kapsamlı kararlar alındı.

Bu kararlar özetle şunlardır:

1- Millî sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz.

2- Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümeti'nin iş yapamaz duruma gelmesi hâlinde, millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir.

3- Vatanı korumaya ve istiklâli elde etmeye İstanbul Hükümeti muktedir olamadığı takdirde bu amaca ulaşmak için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri millî kongrece seçilecektir. Kongre toplanıncaya kadar hükümet yerine iş görmek üzere Heyet-i Temsiliye (Temsilciler Kurulu) kurulacaktır.

4- Millî gücü ( Kuva-yı Millîye) tek kuvvet tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak temel ilkedir.

5- Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.

6- Manda ve himaye kabul olunamaz.

7- Milletimiz, çağdaş gayelerin büyüklüğüne inanır ve teknik, sınaî ve iktisadî durumumuzu ve ihtiyacımızı takdir eder. Hükümranlık haklarımızı zedelemeyen dış yardımlar kabul edilebilir.

8- Millî Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.

9- Millî teşkilatlar (doğudaki) Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında birleşecektir.

ERZURUM KONGRESİ’NİN SONUÇLARI;

Erzurum Kongresi millî mücadele tarihi içerisinde birçok ilke imza atmıştır. Bu açıdan bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Kongrede alınan kararların önemini birkaç madde halinde özetlemek gerekirse:

İlk kez millî sınırlardan bahsedilmiştir. Bu sınırlar Mondros Ateşkes Antlaşması imza edildiği sırada elimizde bulunan topraklardır. Vatan bir bütündür ifadesi hem işgalcilere hem de azınlıklara uyarı niteliğindedir.

Manda ve himaye ilk defa resmi olarak bu kongre ile reddedilerek bağımsızlık ve egemenliğin şartsız olarak gerçekleştirileceği ilan edilmiştir. Manda yanlılarına da bir cevap niteliği taşımaktadır.

Erzurum Kongresi bölgesel amaçlarla toplanmış olmasına rağmen millî kararlar almıştır. Bunun en önemli sebebi kuşkusuz Mustafa Kemal'in kongreye katılmış olmasıdır. Esasen Mustafa Kemal'in yol haritasında Erzurum Kongresi bu kadar önemli bir yer tutmuyordu. Amasya Genelgesi'nde Sivas işaret edilmişti. Ancak burada oluşan şartlar Sivas için düşünülen bazı tedbirlerin öne alınmasına sebep olmuştur. Bunda da bölgenin güvenli oluşu ve 15. Kolordunun sağladığı destek etkili olmuştur.

Amasya Genelgesi'nde olduğu gibi burada da İstanbul Hükümetinin görevini tam yerine getiremediğinden bahsedilmiştir. Bu yüzden onun yerine ikame edilecek ilk defa geçici hükümet kurma düşüncesi gündeme gelmiştir.

İrade-i Millîye (millî irade) açıkça irade-i seniyye'ye (kişisel irade- saltanat) bir alternatif olarak ortaya konmuştur. Millî iradeye dayalı rejimin adı cumhuriyettir. Böylece yeni bir devlete doğru gidildiği anlaşılmaktadır.

Dağınık vaziyetteki cemiyetlerin birleştirilmesi yolunda ilk adım atılmış ve Doğu Anadolu'da faaliyet gösteren cemiyetler tek çatı altında toplanmıştır.

Millî kuvvetlerden ve millî iradeden bahsedilmiştir. Buna vurgu yapılmasının sebebi işgallere karşı koyarken dayanacağımız gücün ne olduğunu açıklamaktır. Millî gücü harekete geçirerek işgallere karşı konacaktır.

İlk kez azınlıklardan ve onlara ayrıcalık verilemeyeceğinden bahsedilmiştir.

Padişah ve halifenin de kurtarılacağı söylenerek muhtemel tepkilerin önü kesilmiştir.

Dış yardım konusunda Rusya gündemdedir. Ancak Rusya'nın yardımla birlikte rejim ihraç etme niyeti de gözlemlenmektedir. Bir yardım alınacaksa eşitlik ve bağımsızlık haklarına riayet gösterilerek alınacaktır.

9 kişilik geçici bir Temsil Heyeti kurulmuştur. Bu Heyet, başlangıçta Doğu Anadolu bölgesi için yetkilidir. Sivas Kongresi'nden sonra bu Heyetin yetkileri Anadolu ve Rumeli'yi kapsayacak şekilde genişletilmiş, Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra Temsil Heyetinin görevi sona ermiş ve yerine Meclis hükümeti kurulmuştur.

Kongrede Mebusan Meclisi'nin yeniden açılması talep edilirken hükümet işlerinin mutlaka kontrol ve denetim altında bulundurulması istenmiştir. Ancak bu düşünceye rağmen Millî Mücadele önderleri Mebusan Meclisi'nin işgal altındaki İstanbul'da millî iradeyi tam olarak temsil edeceği konusunda da kuşkuludurlar.

Mustafa Kemal rütbesiz ve yetkisiz konumuna rağmen millî bir lider olarak kabul görmüştür. Temsil heyetinin başkanlığına getirilmiştir.

Erzurum Kongresinin toplanmasından sonra 9 Ağustos tarihinde Mustafa Kemal'e verilen nişanların ve Fahri yaverlik unvanının elinden alındığına, askerlik mesleğinden çıkarıldığına dair padişah buyruğu gelmişti.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk

Erzurum Kongresi’ni şu sözlerle özetlemiştir;

 ‘’Bu Kongre Bütün Cihana Karşı Milletimizin Mevcudiyetini Gösterdi.’’

Kaynak: http://www.ataturkcumedya.com/m-haber-5426.html

TRT ARŞİVİ VİDEOSU:

https://youtu.be/tVlXjcI_wng